اللَّهُمَّ صلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا صَلَّيْتَ علَى إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيد، وَبَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ، كَمَا بَارَكْتَ علَى إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ. رواه البخاري برقم (3370) ومسلم برقم (406).
Allahım! İbrahim'e rahmet ve mağfiret eylediğin gibi, Muhammed'e ve âilesine de rahmet ve mağfiret eyle. Doğrusu sen, övgüye en lâyık olansın, yücesin. Allahım! İbrahim'e hayır ve bereketler ihsân ettiğin gibi, Muhammed'e ve âilesine de hayır ve bereketler ihsân eyle. Doğrusu sen, övgüye en lâyık olansın, yücesin. [Buhârî, hadis no.: 3370 ve Müslim, hadis no.: 405.]
[Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrâhîme inneke hamîdun mecîd. Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârakte alâ İbrâhîme inneke hamîdun mecîd]O Allah! Send Your Mercy on Muhammad and on the family of Muhammad, as You sent Your Mercy on Abraham, for You are the Most Praise-worthy, the Most Glorious. O Allah! Send Your Blessings on Muhammad and the family of Muhammad, as You sent your Blessings on Abraham, for You are the Most Praise-worthy, the Most Glorious. [Sahih al-Bukhari: 3370, Sahih Muslim: 405].
[Allaahuma salli ’ala Muhammad wa ’ala aali Muhammed kama salayt ’ala Ibraaheem, innaka hameedun majeed. Allaahuma baarik ’ala Muhammad wa ’ala aali Muhammed kama baarakta ’ala Ibraaheem, innaka hameedun majeed].
[ 42 ] حديث: "يَا ابْنَ آدَمَ! إِنَّكَ مَا دَعَوْتنِي وَرَجَوْتنِي" Ey Âdem-oğlu, sen bana yalvarıp benden ümmid-vâr oldukça Repentance |

[ 42 ]
حديث: "يَا ابْنَ آدَمَ! إِنَّكَ مَا دَعَوْتنِي وَرَجَوْتنِي".
عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: قَالَ اللهُ تَعَالَى: "يَا ابْنَ آدَمَ! إِنَّكَ مَا دَعَوْتنِي وَرَجَوْتنِي غَفَرْتُ لَك عَلَى مَا كَانَ مِنْك وَلَا أُبَالِي، يَا ابْنَ آدَمَ! لَوْ بَلَغَتْ ذُنُوبُك عَنَانَ السَّمَاءِ ثُمَّ اسْتَغْفَرْتنِي غَفَرْتُ لَك، يَا ابْنَ آدَمَ! إنَّك لَوْ أتَيْتنِي بِقُرَابِ الْأَرْضِ خَطَايَا ثُمَّ لَقِيتنِي لَا تُشْرِكُ بِي شَيْئًا لَأَتَيْتُك بِقُرَابِهَا مَغْفِرَةً".
Ey Âdem-oğlu, sen bana yalvarıp benden ümmid-vâr oldukça:
Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu Enes (Radıyallahu Anhu)'den rivâyet olunuyor: Allahû Teâlâ buyurdu ki: "Ey Âdem-oğlu, sen bana yalvarıp benden ümmid-vâr oldukça senden sâdır olan (günahlar) her ne olursa olsun sana mağfiret ederim ve aldırmam. Ey Âdem-oğlu, senin günahların gökyüzünü kaplayacak dereceyi bulsa da benden mağfiret dilesen sana mağfiret ederim. Ey Âdem-oğlu, bütün yer dolusu günahlar getirirsen de sana bana hiç bir şeyi şerik tutmayarak huzûruma çıksan herhalde ben sana bütün yer dolusu mağfiret veririm.
Repentance:
Anas ibn Malik (Radeyallāhu ′Anhu) reported: The Messenger of Allah (Ṣallā -llāhu ʿalayhī wa-sallam), said: Allah Almighty said: O son of Adam, if you call upon me and place your hope in me, I will forgive you without hesitation. O son of Adam, if you have sins piling up to the clouds and then ask for my forgiveness, I will forgive you without hesitation. O son of Adam, if you come to me with enough sins to fill the earth and then you meet me without associating anything with me (in worship), I will come to you with enough forgiveness to fill the earth.
كُتُبِي
وَمُؤَلَّفَاتِي وَأَعمَالِي - Kitaplarım Ve Eserlerim
- My Books and Works
|
