قال العالم الفيزيائي الفرنسي "بيير كوري" الحاصل على جائزة نوبل في الفيزياء في عام 1903 م:
"لدينا 30 كتابًا بقيت لنا من الحضارة الأندلسية، تمكنا من تقسيم الذرة بالاستعانة بها ..! إذا نجا نصف المليون كتاب المحترق ، كنّا سنسافر بالفعل بين المجرات في الفضاء".المصادر [بتصرف]: (دروس الأندلس) في "مجلة القلم" ، (المعرفة المتداولة ، من الشرق إلى الغرب) في "الصباح اليومي;" ، (التاريخ المنسي وإرث إسبانيا الإسلامية) في "القلم الطباشير".
1903 Nobel Fizik Ödülü sahibi Fransız Fizikız Pierre Curie şöyle diyor:
"Endülüs uygarlığından geriye 30 kitabımız kaldı, onlarla atomu parçalayabildik. Yanan yangından yarım milyon kitap kurtulsaydı, uzayda galaksiler arası yolculuk yapardık."
Kaynaklar [Uyarlandı]: (Endülüs Dersleri) “PEN DERGİSİ”nde, (Doğudan Batıya Dolaşımdaki Bilgi) “DAILY SABAH”da, (The Unutulmuş Tarih ve Müslüman İspanya Mirası) “Pen Chalk”ta.
The 1903 Nobel Prize in Physics winner, the French physician Pierre Curie, says:
“We have 30 books left behind from Muslim Andalusia so that we could split the atom. If half of the one million burned books could survive, we would already travel between galaxies in space.”
References [Adapted]: (Andalusia Lessons) in “The PEN MAGAZINE”, (Knowledge in circulation, from East to West) in “DAILY SABAH”, (The Forgotten History and Legacy of Muslim Spain) in "Pen Chalk".
[ 10 ] حديث: "إنَّ اللَّهَ طَيِّبٌ لَا يَقْبَلُ إلَّا طَيِّبًا". Allah Tayyib'tir, Tayyib Olanı Kabûl Eder Being pure (at-Tayyib) |
[ 10 ]
حديث: "إنَّ اللَّهَ طَيِّبٌ لَا يَقْبَلُ إلَّا طَيِّبًا".
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "إنَّ اللهَ طَيِّبٌ لَا يَقْبَلُ إلَّا طَيِّبًا، وَإِنَّ اللهَ أَمَرَ الْمُؤْمِنِينَ بِمَا أَمَرَ بِهِ الْمُرْسَلِينَ فَقَالَ تَعَالَى: "يَٰٓأَيُّهَا ٱلرُّسُلُ كُلُواْ مِنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَٱعۡمَلُواْ صَٰلِحًاۖ "، وَقَالَ تَعَالَى: "يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُلُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقۡنَٰكُمۡ" ثُمَّ ذَكَرَ الرَّجُلَ يُطِيلُ السَّفَرَ أَشْعَثَ أَغْبَرَ يَمُدُّ يَدَيْهِ إلَى السَّمَاءِ: يَا رَبِّ! يَا رَبِّ! وَمَطْعَمُهُ حَرَامٌ، وَمَشْرَبُهُ حَرَامٌ، وَمَلْبَسُهُ حَرَامٌ، وَغُذِّيَ بِالْحَرَامِ، فَأَنَّى يُسْتَجَابُ لَهُ؟".
Allah Tayyib'tir, Tayyib Olanı Kabûl Eder:
Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anhu)'den: Demiştir ki, Resûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allahû Teâla pâkdır. Pâk olandan başkasını kabûl etmez. Allahu Teâla mürsel olan Peygamberlerine neyi emrettiyse mü'minlere de onu emretmiştir. (Peygamberler): "Ey peygamberler, pâk ve halâl taâmlardan yiyiniz ve sâlih amel işleyiniz" (Mü'minlere de) "Ey iman edenler, rızk olarak size verdiğimiz pâk ve halâl şeylerden yiyiniz" buyurdu. Ondan sonra Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hazretleri (sözü döndüre dolaştıra) buyurdu ki, insan (Allah yolunda uzun seferlere katlanır, saçları birbirine karışmış, yüzü gözü toza bulanmış, "Yâ Râb! Yâ Rab!" diyerek ellerini gök yüzüne açar. Halbuki, yediği haram, içdiği haram, giydiği haram. Haram ile beslenmiş. Böylesinin duâsı nereden müstecâb olacak?"
Being pure (at-Tayyib):
On the authority of Abu Hurairah (Radeyallāhu ′Anhu), who said: the messenger of Allah (Ṣallā -llāhu ʿalayhī wa-sallam) said: "Allah the Almighty is good and accepts only that which is good. Allah has commanded the faithful to do that which he commanded the messengers, and the Almighty has said: "O ye messengers! Eat of the good things and do right". And Allah the Almighty has said: "O ye who believe! Eat of the good things wherewith We have provided you". Then he mentioned [the case of] a man who, having journeyed far, is dishevelled and dusty and who spreads out his hands to the sky [saying]: "O Lord! O Lord!" - while his food is unlawful, his drink unlawful, his clothing unlawful, and he is nourished unlawfully, so how can he be answered!"
كُتُبِي
وَمُؤَلَّفَاتِي وَأَعمَالِي - Kitaplarım Ve Eserlerim
- My Books and Works
|